Çalışanın aldığı maaş onun geçim kaynağıdır. Dolayısıyla işçi için maaşının miktarı, hayat kalitesi ve standardı açısından büyük önem arz eder. İşçinin maaşının düşürülmesi halinde maddi zorlukların ortaya çıkması ve işçinin yaşam kalitesinde düşüş olması muhtemeldir.
İşverenin belli nedenlerle işçinin maaşını düşürmek istemesi söz konusu olabilir. Bu durum; işverenin maddi zorluklar yaşaması, işçiden aldığı katkıyı beğenmemesi, daha fazla gelir elde etmek istenmesi gibi sebeplerle veya başkaca nedenlerle ortaya çıkabilir. Fakat yasa gereği kural olarak işçinin maaşı düşürülemez. İşçinin ücretinde düşüş yapılabilmesi için ancak işçinin muvafakati gerekir.
İşçinin Maaşının Düşürülmesi Haklı Fesih ve Tazminat Hakkı
İşveren tarafından, işçinin rızası alınmadan tek taraflı olarak maaşın düşürülmesi mümkün değildir. Dolayısıyla işveren, işçinin muvafakati olmadan onun maaşını indirirse bu durum, işçiye haklı nedenle derhal fesih hakkı tanır. Zira 4857 sayılı İş Kanunu’ nun 22. Maddesine göre işveren, çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. İşçinin maaşından indirim yapılması, çalışma koşullarındaki esaslı değişiklik hallerinden birisidir.
- İşverence işçiye yazılı olarak bildirilmeyen
- İşçi tarafından 6 iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz.
Ancak işverenin yapacağı çalışma koşullarındaki esaslı değişiklikleri işçi kabul etmezse ve değişiklik,
- Geçerli bir nedene dayanıyorsa veya
- İşverenin fesih için başka bir geçerli bir nedeni varsa
Bu durumu işveren, işçiye yazılı olarak açıklayarak ve bildirim sürelerine uyarak işçinin iş akdini feshedebilir. Ancak fesih geçerli bir nedene dayanmıyorsa işçinin dava açma hakkı vardır. Öte yandan işveren işçiyi işten çıkarmayıp sadece ücretini düşürmek istiyorsa, işçinin haklı fesih yaparak işten ayrılması mümkündür. Bu halde maaşı düşürülen işçi işten ayrılıp kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarını işverenden talep edebilir.
İşçinin Maaşının Düşürülmesi Hakkında Yargıtay’ın Görüşü
İşveren, işçinin rızası olmadığı halde işçinin maaşını düşürürse işçinin, aradan yıllar geçse bile eksik ödenen maaş alacağını dava açarak talep etme hakkı vardır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 07.03.2014 Tarih, 2014/34303 Esas, 2016/4843 Karar). Yargıtay kararında konu ile ilgili şu hususlara değinmiştir:
- İşçinin maaşının düşürülmesi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesi anlamında iş sözleşmesinin içeriğinin işçi aleyhine değiştirilmesidir.
- Bu türden değişikliklerin ancak işçinin yazılı onayıyla yapılması mümkündür.
- İşçinin açıkça onayı yoksa bu değişiklikler işçiyi bağlamaz.
- Ücret indirimine işçi onay vermediği halde maaşı düşük yatarsa ve hatta işçi bu ödemeye dair maaş bordrosunu imzalasa bile işçinin aradaki farkı isteme hakkı devam eder.
- Yerel Mahkeme, işçinin açık muvafakati olmadığı halde maaşının düşürülmesine sessiz kalıp çalışmaya devam ettiğinden dolayı ücret farkı talebini reddetmiştir. Mahkeme tarafından işçinin ücret farkı talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmiştir. Bu karar, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
Maaşının düşürülmesine onay veren işçi, bundan sonra maaşının eksik ödendiği sebebiyle fark ücreti hak etmez. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 22.12.2014 Tarih, 2014/7591 Esas, 2014/39187 Karar). Karardaki özet hususlar:
- İşçi imzaladığı bireysel iş sözleşmesinde maaşının düşürülmesine muvafakat etmiştir.
- Muvafakat tarihinden sonra işveren, ödemeleri düşürülmüş maaş üzerinden yapmamaya başlamıştır.
- İşçi, ücretindeki esaslı değişikliğe onay verdiğinden dolayı bundan sonra ücret farkını talep edemez.
İşveren tarafından maaşı düşürülen işçi önce suskun kalıp, bir süre sonra onay vermişse sadece onay verdiği tarihten önceki ücret farkını talep etme hakkı vardır. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 27.04.2015 Tarih, 2015/11035 Esas, 2015/15183 Karar). Yargıtay kararında:
- İşçi vekili, 2010 yılından dava tarihine kadarki ücret farkını talep etmiştir. Zira 2010 yılından itibaren rızaları olmadan ücretlerinin düşürüldüğünü beyan etmiştir.
- Ancak dosyada 2012 yürürlük tarihli, ücretin düşürülmesini öngören yeni iş akdinin işçi tarafından imzalandığı görülmüştür.
- Bu durumda işçinin, 2010-2012 yılları arasındaki ücret farkını talep hakkı mevcut olmasına karşın 2012 yılından sonraki ücret farkını talep etme hakkı yoktur.
Av. Emre ACUN
UYARI: Bu sitedeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Emre ACUN‘ a aittir ve izinsiz olarak kopyalanamaz veya yayınlanamaz. Ancak okuyucularımızın, makale ve diğer içeriklerimizi dilekçelerinde kullanmaları serbesttir.













